BAY SEKİZ
BAY SEKİZ
Bizlere gereken yalnızlıktır. Büyük, içsel bir yalnızlık.
Kendi içine yürümek ve saatler boyu
kimselere rastlamamak...
R.M. Rilke
“Hiç yalnız kalmadım, ne tek başımayken ne de biriyle birlikteyken. Aslında yalnız
Dört duvar kapı pencere
tavan arasi nohut pilav .
kuru ekmek tencere kaynar
içim başka bahara
el bebek büyümek hasretlik
sevda doğuda kanlı bir yazgı
Sabah olsun akşam olsun
Bir başımayım.
kederim benden büyük
beş para etmiyor mutluluğum..
savrulma
benden bir öykü...
1-
Gece saat 00:37. Yarı uyur yarı uyanık
mayışma durumundayken hiçbir şey
düşünmemeyi başardığımda, beynimdeki zonklama katsayısından
dolayı delirmeye ‘’beş kala, delirmeye
“bak, dedi. pencere ‘penc’ ve ’re’ kelimelerinden oluşuyor. ‘penc’ şu tavladaki sayı, yani beş demek. ’re’ ise yol demektir. burayı, şu dört duvar düşün. hangi tarafa gitsen yol yok, kapalı. pencere de bu dört duvarın arasında açılan beşinci yoldur, unutma.”
Pencere penc:beş ve re:yol köklerinden bir araya gelmiş. Dört duvarın arasındaki beşinci yolmuş şimdi anlıyorum kendimi dört duvar arasında nefessiz hissedince kitaplara sığınmamı
Kitaplar da önü çeşitli çiçeklerle donaltılmış pencerelerdi nasılsa...
BEN RUHİ BEY NASILIM
I
Gördün mü hiç suyun yanmasını tuzda
Gördüm ben bu yaşam boyu iniltiyi
Büyük bahçelerin küçük içinde
Saksılardan birinde
''Pencere penc ve re kelimelerinden oluşur. ‘’Penc’’ farsçada beş ‘’re’’ ise yol demektir. Etrafın dört duvar, başka yolun yok. Pencere de dört duvarın arasında açılan beşinçi yoldur. Her yeri dört duvar olan şu kötü dünyada, lütfen insanların penceresi olun.''
Umutsuzlar Parkı
I.
Biliyorsunuz parkların
Sizi çağıran tarafları
İnsanın gizli, karanlık köşeleriyle oranlı
Orada saklanıyor onlar
Çünkü her türlü saklanıyorlar orada
Ben Ruhi Bey Nasılım ?
Edip Cansever' in insana dair destansı şiiri. Toplam 6 bölümden oluşur.
1
gördün mü hiç suyun yanmasını tuzda
gördüm ben bu yaşam boyu iniltiyi
büyük bahçelerin küçük içinde
saksılardan birinde
Edip Cansever
V
Ben Ruhi Bey, nasıl olan Ruhi Bey
Nasılım?
Bi' yaz ikindisinden çıktım geldim
Diyelim bi' pazartesiydi, biraz da şöyle geldim
Kapıyı iyice kapadım
- Kapadım mı, evet, kapadım -
Çitlenbik ağacının altından geçtim
Frenk üzümlerinden bi' iki salkım kopardım
Dişlerimle sıyırdım
Sardunya renginde ve sardunya tadında idiler
Biri